Genel
Anonim şirketlerin kuruluşundaki yenilikler:
Yeni TTK ile anonim şirketlerin kuruluş türlerinden biri olan tedrici kuruluş kaldırılmaktadır. Zira mevcut düzenlemede bulunmakla birlikte hiç uygulaması bulunmayan bu kurumun kuruluş işlemleri bakımından karışıklık yarattığı, şirketlerin basit yapıda kurulmasının hesap verilebilirlik ve güvenlik açısından önem taşıdığı söylenebilir. Bu sebeple yeni düzenlemenin kuruluş işlemleri bakımından yenilik getirdiğini, bu yeni düzenlemenin güvenliği esas aldığını ve hükümlerinin emredici nitelik arz ettiğini söyleyebiliriz.
Tedrici kuruluş sisteminin kaldırılması :
Tedrici kuruluş sisteminin kaldırılması sonrasında oluşan boşlukların giderilmesi ile ilgili olarak getirilen önemli düzenlemeleri şu şekilde açıklayabiliriz:
• Şirketlerin halka arzı ile ilgili getirilen yeni düzenleme: Sermayenin bir kısmının nakit karşılığı taahhüt edilip şirketin kurulmasından itibaren 2 ay içinde halka arzı mümkün hale gelecektir.
• Kuruluşla ilgili istenen belgeler mevcut düzenlemeden farklı olarak açıkça belirtilmiş ve esas sözleşmede bulunması gereken kayıtlar ile esas sözleşmenin tescili konusunda özel hükümler getirilmiştir.
• Pay bedellerinin tamamının 24 ay içinde ödenmesi zorunluluğu getirilerek, esas sermayenin ödenmeme ihtimali ortadan kaldırılmıştır. Pay bedellerinin ödenmemesi durumunda şirket menfaatlerinin tehlikeye düşmesi gerekçesiyle Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na fesih davası açma hakkı verilmiştir. (Madde 335), (Madde 336)
Şirket kuruluşları açısından kanun hükümlerine uyma zorunluluğu:
6762 sayılı TTK’da şirket kuruluşları açısından kanun hükümlerine uyulmaması halinde nasıl bir yaptırım uygulanacağına ilişkin olarak açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Öte yandan yeni TTK’da yer alan ifadede ise şirketin butlanına ve yokluğuna karar verilemeyeceği açıkça belirtilmiştir. Anonim şirket kuruluşu aşamasında, kanun hükümlerine aykırı davranılması, pay sahiplerinin veya kamu menfaatlerinin tehlikeye düşürülmesi halinde bile doğrudan şirketin yokluğuna karar verilmeyecek, öncelikli olarak Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, şirket müdürü ve pay sahiplerinin bu konuda bir fesih davası açması gerekecektir. Ancak fesih davasına bakacak hakim; açılan davanın görülmesi sırasında, eksikliklerin giderilmesi, kanuna aykırılıkların düzeltilmesi için şirkete süre verebilir. Bu durumda söz konusu düzenlemenin işlem güvenliği bakımından şirketlerin mevcudiyetini korumaya yönelik değişiklik getirdiği söylenebilir. (Madde 353)
Anonim şirketlerin kuruluş belgeleri :
Yeni TTK’ya göre kuruluş belgeleri; esas sözleşme, kurucular beyanı, değerleme raporları, ayın ve işletme devralmasına ilişkin olanlar da dahil olmak üzere, kurulmakta olan şirketle, kurucular ve diğer kişilerle yapılan ve kuruluşla ilgili sözleşmeler, işlem denetçisi raporudur. Bu belgeler şirketin sicil dosyasına konulmak suretiyle beş yıl süreyle saklanacaktır. Mevcut kanunda bulunmayan bu düzenlemenin getiriliş amacı güvenli bir kuruluş yaratmak ve aleniyeti sağlamaktır. Bu belgelerin ilgili sicilde saklanmasıyla birlikte; gizli sözleşmelerin yapılması büyük ölçüde önlenecek, gizli sözleşme veya belgelerin kurucular beyanına aykırı olması ya da muvazaa oluşturması halinde sorumlu olanlar açıkça görülecektir. Bu sayede gizli ortak ya da sözleşmelerle şirketin üzerinden menfaat sağlanması önlenecektir. (Madde 336)
Anonim şirketler için aranan kurucuların beyanı :
Kurucular tarafından kuruluşa ilişkin olarak bir beyan verilmesi zorunluluğu yeni TTK ile ilk defa düzenlenmektedir. Söz konusu beyan bir rapor niteliğinde olup bağlayıcıdır. Kurucular beyanı; kuruluş sırasında konulan sermayenin türünü, sermaye taahhütlerini, ayni sermayeyi, devralınan bir işletme varsa ona ilişkin raporları ve devralmanın gerekliliğini, satın alınan malvarlığı unsurlarının fiyat ve maliyetini, ödenecek komisyonları, şirket taahhütlerini içermelidir. Böyle bir düzenlemenin yapılış amacı; şirketlerin hesap verebilirliğini arttırmak ve kamuyu aydınlatma yükümlülüğünün, en etkin şekilde yerine getirilmesini sağlamaktır. Verilen bu beyan kural olarak öncelikle denetimden geçecektir. Denetçinin ve sicil müdürünün incelemesine sunulan belgeler sicil müdür lüklerinde saklanır. Yeni TTK bu düzenlemeyle beraber kurucular beyanının gerçeğe aykırı bilgiler içermesi durumunda, üç yüz günden az olmamak üzere adli para cezası da öngörmektedir. (Madde 349), (Madde 562)
Anonim şirketlerin asgari sermayesi :
Yeni TTK hükmüne göre anonim şirket için aranan asgari sermaye için ikili bir sistem getirilmiştir. Bu ikili sistemin getirilmesinde sermaye piyasası tebliğlerinin dikkate alındığı söylenebilir. Buna göre; esas sermaye en az 50.000 TL olmalıdır. Halka açık olmayan ancak kayıtlı sermayeyi kabul etmiş bulunan anonim şirketler de ise 100.000 TL olmalıdır. Bunun yanında; mevcut kanunda
“esas sermaye” olarak bahsedilen kavramın yeni TTK’da “başlangıç sermayesi” olarak düzenlendiğini ve yeni düzenleme ile Sermaye Piyasası Hukuku ile paralellik sağlandığını söyleyebiliriz. (Madde 332)
Yeni TTK’nın kayıtlı sermaye sistemi :
Yeni TTK’nın getirdiği bir diğer yenilik, SPK’ya tabi olmayan anonim şirketlerin de kayıtlı sermaye sistemini kabul etmelerine olanak tanımasıdır. Halka açık anonim şirkette benimsenen kayıtlı sermaye sisteminin kapalı anonim şirketler için de öngörülmesi bu iki farklı anonim şirket yapısını birbirine yakın laştırmaktadır. Bu sayede kapalı anonim şirketlerin halka açık anonim şirkete dönüşme prosedürü basitleşecektir. SPK’da benimsenen esas ve kayıtlı sermaye ayrımı yeni düzenlemede de benimsenmiş bu sayede iki kanun arasında paralellik sağlanmıştır. Yeni TTK hükmüne göre; halka açık olmayan anonim şirketler, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan izin alarak kayıtlı sermaye sisteminden çıkabilecekleri gibi, bu sisteme alınırken aranan nitelikleri yitirdikleri takdirde aynı Bakanlık tarafından sistemden çıkarılırlar. (Madde 332/3)
Özsermayenin yerini tutan ödünçlerin durumu:
Yeni TTK’da özsermayenin yerini tutan ödünçler düzenlenerek, şirketin kredi yeteneğinin artırılması, iflâsların azaltılabilmesi ve alacaklıların güvence altına alınması amaçlanmaktadır. Öte yandan, Avrupa ülkelerinde sınırlı sorumlu şirketlerin doğal araçları olarak kabul edilen ek ödeme yükümlülükleri ile yan edim yükümlülükleri de yeni TTK’da düzenlenmektedir. (Madde 615)
yeni TTK’da Sermaye koyma borcu bakımından yapılan yenilikler:
Yeni TTK, sermayekoyma borcu hakkında küçük ama önemli bazı değişiklikler getirmektedir. Söz konusu düzenlemenin teknolojik gelişmeleri dikkate aldığından bahsedebiliriz. Yeni TTK’nın 127. maddesi hükmü; devredilebilir elektronik ortamların, alanların, adların ve işaretlerin de ticaret şirketlerine sermaye olarak konulmasını mümkün kılmaktadır. Ayrıca taşınmazların sermaye olarak konulması sırasında bugün sıkça karşılaşılan şirket adına tescillerinin ihmal edilmesi veya kasten yapılmaması sorununa ilişkin olarak yeni bir düzenleme getirilmektedir. Zira mevcut düzende taşınmazların şirkete sermaye olarak konulmasına karşın halen eski maliklerinin üzerinde kalması hukuk güvenliğini sarsmakta ve şirket sermayesini tehlikeye sokmaktaydı. Bunu önlemek için, taşınmazların ve diğer aynî hakların, tapu kütüğünde; markalar, patentler, tasarımlar gibi hakların da kendilerine has sicillerde, şirket adına tescil edilmeleri için, buna ilişkin bildirimin, ilgili sicil müdürlüklerine veya sorumlularına ticaret sicili müdürlüğünce resen ve hemen yapılması zorunluluğu getirilmektedir. Ayrıca şirkete ayni olarak konulan sermayelerin üzerinde tedbir, rehin ve benzeri sınırlayıcı hakların bulunmaması zorunluluğu öngörülmektedir. Bu sayede şirket sermayesinin korunması ve güvenliğinin sağlanması mümkün olacaktır.
Yeni ttk’da Tek kişilik anonim şirket :
6762 sayılı TTK’da en az 5 kurucu ortağın mevcudiyeti aranmaktadır. Söz konusu sayı sınırının sağlanması için çoğunlukla ortaklık yapısında gerçekte olmayan kişilerin görünüşte ortak yapılması, başkaca sorunlara yol açmaktadır. Sayının beşin altına düşmesi halinde ise şirketin feshi veya infisahı söz konusu olduğundan beş kurucu ortak kuralından vazgeçmenin şirketlerin gelecekleri açısından daha faydalı olduğuna karar verilmiştir. Söz konusu Yeni TTK’nın düzenlemesine göre bir anonim şirket tek kişi tarafından başkaca bir ortağa gereksinim duymaksızın kurulabileceği gibi sonradan da bu durumun ticaret siciline tescili kaydıyla tek kişilik hale gelebilecektir. Bu sayede mevcut sayı kuralına uyularak kurulan şirketlerin sonradan tek ortağa düşmesi halinde şirketin fesih tehlikesi ile karşılaşma olasılığı ortadan kaldırılmıştır. (Madde 338)
Anonim şirketlerin tek kişi olarak kurulma amaçları:
Bilindiği üzere mevcut kanun bir anonim şirketin kurulması için en az 5 kişi ortakla kurulma zorunluluğunu aramaktadır. Ancak bu nedenle esas sermayeye katılmadığı gibi kazanca da ortak olmayan ve şirketin yönetiminde aktif olarak görev almayan kişiler görünüşte ortak olmakta ve 3. kişiler açısından hukuki görünüşe olan güven sarsılmaktadır. Şirketin etkisiz birer elemanı olarak da görülen bu gibi sembolik hissedarların genellikle aile üyelerinden oluşması, söz konusu bu şirketlerin kurumsallaşmasını engellemekte ve zamanla parçalanmasına neden olmaktadır.ışte bu gerekçelerle mevcut yapı terk edilerek bunun yerine özellikle küçük ve orta ölçekli şirket yapıları için daha pratik ve esnek bir yapı kazandıracak tek kişilik anonim şirket yapısı benimsenmiştir. Bu sayede, şirketlerin kurumsallaşması ve profesyonelce hareket etmeleri bakımından daha elverişli bir yapının oluşturulduğu düşünülmektedir.Avrupa Birliği’nin şirketlere ilişkin yönergeleri incelendiğinde düzenlenen bu yeni yapının, ekonomik açıdan daha gerçekçi ve güvenilir bir yapı oluşturacağı ortadadır. Özellikle yabancı sermayenin ülkemize gelmesi sırasında çoğu zaman tek yabancı yatırımcının mevcut sayı kuralına uymak için ortak almaya zorlanması kanunun dolanılmasına sebebiyet vermektedir. Söz konusu düzenlenmenin KOBİ’ler açısından bir koruma getireceği ve bu korumanın yerinde olduğu söylenebilir.
TTK’da Eşit işlem ilkesi nedir?:
Mevcut düzenlemede eşit işlem ilkesi ile ilgili olarak somut bir düzenleme bulunmamasına karşın, Yargıtay’nın yerleşik uygulamaları ile benimsenin bu kural yeni TTK ile hükme bağlanmıştır. Yeni TTK’da; pay sahiplerinin eşit şartlarda eşit işleme tabi tutulacağı öngörülmüştür. Bu mutlak ilke bazı somut olaylara özgü olarak kaldırılabilir. Bu düzenlemenin Avrupa Birliği açısından evrensel ve kanuni bir üst kural olarak kabul edilmesi ve organların keyfi uygulamalarının önlenmesi için getirildiği söylenebilir. Zira yine Yeni TTK’da eşit işlem ilkesine aykırı olan Yönetim Kurulu kararlarının batıl sayılacağı ayrıca hükme bağlanmıştır. (Madde 357)
yeni TTK’da Pay sahiplerinin şirkete borçlanmaları konusunda yapılan düzenlemeler:
Yeni TTK bu konuda 6762 sayılı kanundan farklı bir düzenleme öngörmüş ve pay sahiplerinin şirkete borçlanmalarını engelleyecek bir yasak getirmiştir. Yeni kanun , söz konusu düzenlemeye bir de istisna getirmiştir. Hükme göre, anonim şirketlerde pay sahiplerinin şirkete borçlanması yasak olmakla birlikte pay sahiplerinin, iştirak taahhüdünden doğan borçları istisna sayılmıştır. Zira pay sahibinin, her müşterisi gibi şirketten vadeli olarak mal alması mümkün görülmelidir. Pay sahiplerinin bu istisna dışında şirkete borçlanmaları durumunda Yeni TTK’da üç yüz günden beş yüz güne kadar adli para cezası öngörülmüştür. (Madde 358), (Madde 562/5.c)
Anonim şirketlerdeki pay sahiplerinin şirkete boçlanma yapamaması ile ilgili yapılan düzenlemeler:
Yeni düzenleme anonim şirketlerde iştirak taahhüdünden doğan borç hariç, pay sahiplerinin şirkete borçlanmasını engellemektedir. Bu düzenleme ticaret hayatında yaygın olan, şirket yönetiminde yer alan şahısların şirketlerin cari hesaplarından kuralsız bir şekilde para çekmeleri önlemek amacıyla getirilmiştir. Pay sahiplerinin, birçok iş ve işlemde şirket kasasını kullanmasının, kişisel harcamalarını bu kanaldan yapmasının ve hatta şirketten para çekmesinin engellenmesi amaçlanmıştır.
Yeni TTK ‘da Anonim şirketin kendi paylarını iktisabı ve rehin olarak kabul etmesi :
Mevcut yapıda, bir şirket kural olarak (istisnai haller hariç) kendi paylarını iktisap edemeyeceği gibi rehin olarak da kabul edemez. Reform niteliğinde olan yeni düzenleme ile anonim şirketlerin kendi hisse senetlerini belirli kurallara bağlı olarak iktisap etmesi mümkün kılınmaktadır. Buna göre şirketler sermayelerinin yüzde onunu aşmamak şartı ile kendi paylarını iktisap ve rehin olarak kabul ederler. Bunun için;
• Genel Kurulun bu konuda Yönetim Kurulunu yetkilendirmesi gerekir. Yönetim Kuruluna sermayenin iktisabı ile ilgili olarak on sekiz ay için izin verilebilir. Bu süre devamlı olarak yenilenebilir.
• Şirket yakın ve ciddi bir kaybın varlığı durumunda Yönetim Kurulunun yetkilendirilmesini beklemeden sermayelerini iktisap edebilir.Düzenlemenin Avrupa Birliği uyum süreci çerçevesinde mevcut olan yönergelere paralel olarak çıkarıldığı söylenebilir. Buna göre, hisse senetleri borsada işlem gören şirketlerin manipülasyondan etkilenmemesi, gelip geçici ortakların şirkete zarar vermesinin önlenmesi amacıyla, böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu düşünülmektedir. (Madde 379)
Sonuç
Yeni TTK ‘da tedrici kuruluş kaldırılmış A.Ş sermayesi güvence altına alınmaya çalışılmıştır.Şirket kuruluşu aşamasında kuruculardan bir beyan istenmektedir.Yeni TTK’da özsermayenin yerini tutan ödünçler düzenlenerek, şirketin kredi yeteneğinin artırılması, iflâsların azaltılabilmesi ve alacaklıların güvence altına alınması amaçlanmaktadır.Tek kişilik A.Ş ortaklık sistemi getirilerek ortaklık sisteminin rasyonel olması amaçlanmıştır.Pay sahipleri şirkete borçlanmalarını önleyecek cezai önlemler getirilmiştir.Sonuç olarak A.Ş statülerine daha çok şeffaflık getirilerek tüzel kişilikleri güçlendirilmiştir.
—————————————————————————————————————————-
Yeni TTK A.Ş Maddeleri