İHTİYATI HACİZ NEDENİ İLE TAHSİLAT İŞLEMLERİNE KARŞI İDARİ BAŞVURU YAPILMASI

*Vergi Usul Kanunu’nda vergi hatalarının düzeltilmesi için öngörülen düzeltme ve şikayet yolunun, 6183 sayılı Yasa uyarınca kamu alacaklarının güvenceye alınması veya tahsili amacıyla yapılan işlemleri kapsamadığı, bu işlemlere karşı idareye yapılan başvuruların düzeltme başvurusu değil, istem kabul edilmediği takdirde, idari davaya konu olabilecek işlem yaratmak amacıyla yapılmış başvurular olarak değerlendirilmesi gerektiği hakkında.

İstemin Özeti: Davacı şirket hakkında alınan ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 11.11.2004 günlü ve 44386 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.

(…) Vergi Mahkemesi; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde; idari davaların, özel kanunlarda ayrı dava açma süresi gösterilmemişse açılacağı sürenin otuz gün olduğunun kurala bağlandığı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 15. maddesinde de; haklarında ihtiyati haciz tatbik olunanlarca haczin tatbiki, gıyapta yapılan hacizlerde haczin tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait davalara bakan vergi mahkemesi nezdinde ihtiyati haciz sebebine karşı dava açılabileceği hükmüne yer verildiği, ihtiyati haciz müessesesinin 6183 sayılı Kanun’da düzenlenen, amme alacağının korunmasına ilişkin usullerden olduğu, bu özelliği nedeniyle ihtiyati hacizle ilgili davalar için yedi gün olan daha kısa dava açma süresi öngörüldüğü, ihtiyati haciz işlemlerinde 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesinin uygulanmasına olanak bulunmadığı, davacı şirket hakkında alınan ihtiyati haciz kararının 02.11.2004 tarihinde davacıya tebliği üzerine 09.11.2004 tarihinde vergi dairesi müdürlüğünden düzeltme istendiği, bu istemin reddine ilişkin yazının 07.12.2004 tarihinde tebliği üzerine yedi gün olan dava açma süresi geçirildikten sonra ve 08.12.2004 tarihinde açılan davanın esasının incelenmesine olanak bulunmadığı gerekçesiyle ve süre aşımı nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.

Davacının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesi; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesine göre, dava açma süresinin özel kanunlarda ayrı süre gösterilmeyen hallerde vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu ve vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda, bu sürenin tebliğ tarihinde işlemeye başlayacağının hükme bağlandığı, vergilendirme işleminden doğan anlaşmazlığın, bir hukuki ihtilaftan değil de, maddi hatadan kaynaklanması durumunda, yasa koyucunun düzeltme ve şikâyet müessesesi olarak adlandırılan idari başvuru yolunu vazettiği, bu yola başvurulabilmesi için ortada hukuki ihtilaftan ziyade, Vergi Usul Kanunu’nda belirtilen vergi hatasının bulunması gerektiği, Yasa’nın 116. maddesinde, vergi hatasının, vergiye ilişkin hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlandığı, 117. maddede hesap hataları, 118. maddede ise vergilendirme hatalarının tek tek sayıldığı, vergi, resim ve harçların tarh, tahakkuk ve ödeme emri ile haciz işlemlerini de içeren tahsilât aşamalarında yapılan vergi hataları hakkında mükelleflerin otuz gün ödeme emrine itirazda ve ihtiyati hacizde yedi gün olan dava açma süresi içinde vergi mahkemesinde dava açmak suretiyle uyuşmazlığı yargı mercii önüne getirmek hakları bulunduğu gibi önce düzeltme yoluna başvurmak suretiyle vergi hatasının giderilmesini yetkili makamlardan istemek, reddi halinde de dava açma sürelerine bağlı kalarak yargı yerlerine başvurma haklarının da bulunduğu ancak, bu yolun sadece vergi hataları yönünden incelemeye olanak tanıyacağı, 213 sayılı Kanun’un, şikâyet yolu ile Maliye Bakanlığı’na müracaatı düzenleyen 124. maddesine göre düzeltme isteminin bu konuda yetkili idarece reddi üzerine, şikâyet yolu ile Maliye Bakanlığı’na başvurulabilmesinin, düzeltme isteğinin vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yapılmış olması koşuluna bağlandığı, bir başka ifade ile dava açma süresi içinde idareden düzeltme istenmesi ve isteğin reddi halinde doğrudan vergi mahkemesi nezdinde dava açılması gerektiği, davacı şirketin ihtiyati haciz kararının tebliği üzerine yedi gün olan dava açma süresi içinde düzeltme istemiyle vergi dairesi müdürlüğüne başvurduğu ve bu istemin reddi üzerine de otuz gün içinde dava açtığından, süresinde açılan davada düzeltme yoluna başvurulabilmesinin koşulları bulunup bulunmadığı incelenerek dava hakkında karar verilmesi gerekirken, süre aşımı nedeniyle davanın reddi yolunda verilen kararda hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.

Bozma kararına uymayan (…) Vergi Mahkemesi, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir.

Davacı, 2577 sayılı Yasa’nın 11. maddesinin vergi davalarında uygulanamayacağına dair bir düzenleme bulunmadığı, ihtiyati haciz kararının bildiriminden sonra yedi gün içinde işlemi yapan makama itiraz edildiğini, itirazın reddinden itibaren otuz gün içinde açılan davanın süresinde olduğunu ileri sürerek kararın bozulması istenmiştir.

Karar: İhtiyati haciz kararının kaldırılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 11.11.2004 günlü ve 44386 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davayı süre aşımı nedeniyle reddeden vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.

Davacının, tarafına 02.11.2004 tarihinde tebliğ edilen ve teminat göstermesi istenen yazıdan, hakkında 15.10.2004 tarihinde alınmış bir ihtiyati haciz kararının varlığını öğrendiği; ihtiyati haciz kararının ise 1999 yılında emtia aldığı (…) Ltd. Şti.’nin işlemleri üzerinde yapılan vergi incelemesi sırasında ilk hesaplamalara göre salınacak vergi ve cezaların ihtiyaten tahakkuk ettirilmesi, ihtiyati haciz kararı alınması, teminat istenmesine karşın hiçbir mal varlığı bulunmadığı anlaşılınca, bu şirketten emtia aldığı belirlenen davacının Vergi Usul Kanunu’nun 11. maddesi uyarınca (…) Ltd. Şti.’nin borçlarından müteselsilen sorumlu tutulmasına dayandığı, dosyadaki belgelerden anlaşılmaktadır.

1999 yılında emtia aldığı bir şirketin vergi ve ceza borçlarından müteselsilen sorumlu tutulması sebebiyle ihtiyati haciz kararı alınamayacağını ileri sürerek, 09.11.2004 tarihli dilekçesiyle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını isteyen davacının, bu dilekçesinin işleme konulmayacağı ve hakkında 6183 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanacağı yolunda olup, 11.11.2004 günlü 44386 sayılı yazı ile kurulan işlemin ise davacıya 07.12.2004 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine, 08.12.2004 tarihinde açılan davaya bu işlem konu yapılmıştır.

Vergi Usul Kanunu’nun 123. maddesinde, mükelleflerin vergi muamelelerindeki hataları düzeltme istemine konu yapabilecekleri düzenlenmiştir. Vergi hatalarının düzeltilmesi ve reddiyat, Vergi Usul Kanunu’nun Birinci Kitabı olan “Vergilendirme” adı altında ve bu Kitabın “Vergi Alacağının Kalkması” başlıklı Altıncı Kısmında yer almaktadır. Ödeme, zamanaşımı ve terkine ilişkin düzenlemelerin de yer aldığı Altıncı Kısmın Üçüncü Bölüm hükümleri gibi “Vergilendirme” kitabında yer alan ve vergi muamelelerindeki hataların giderilmesini amaçlayan düzeltme yolu, kamu alacaklarının güvenceye bağlanması yahut tahsili amacıyla tahsil dairelerince 6183 sayılı Yasa uyarınca yapılan işlemleri kapsamamaktadır. Bu nedenle davacının, ihtiyati haciz kararını öğrenmesi üzerine tahsil dairesine yaptığı başvuru düzeltme başvurusu olmayıp, istemi kabul edilmediği takdirde idari davaya konu olabilecek idari işlem yaratmak amacıyla yapılmış bir başvurudur.

Davacı, hakkında alınan 15.10.2004 tarihli ihtiyati haciz kararını değil, 09.11.2004 tarihinde verdiği dilekçenin işleme konulamayacağı ve hakkında 6183 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanacağını duyuran idari işlemi davaya konu yapmıştır. Bu işleme karşı açılacak idari davanın süresinin, sözü edilen işlemin tebliğ edildiği tarihe göre belirlenmesi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesindeki düzenleme gereği olmakla birlikte, ihtiyati haciz kararı konu yapılmadığı için aynı düzenlemeden dolayı idari işlemlere karşı vergi mahkemesinde otuz gün içinde açılabilecek bu davanın, ihtiyati haciz kararına karşı daha kısa bir süre öngören ve bu süreyi yedi gün olarak belirleyen 6183 sayılı Yasa’ya dayanılarak süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen ısrar kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle, (…) Vergi Mahkemesinin ısrar kararının bozulmasına, oyçokluğuyla karar verildi.

——————————————————————————–

Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu

Tarih : 24.10.2008

Esas No : 2007/547

Karar No : 2008/715

VUK Md. 125

Benzer Konular:

  1. İhtiyati haciz ve yurtdışına çıkış tahdidi
  2. VERGİ DAİRESİNE BAŞVURULMASI, ÖDEME EMRİNE KARŞI DAVA AÇMA SÜRESİNİ ETKİLEMEZ
  3. ÖDEME EMRİNE KARŞI DAVA AÇMA SONUÇLARI
  4. MÜKELLEFİN ÖLÜMÜ İLE İDARİ PARA CEZALARI MİRASÇIDAN İSTENEBİLİR Mİ?
  5. 2009 MALİ TATİL NEDENİ İLE UZAYAN BEYAN VE ÖDEME TARİHLERİ
line
footer

Adres:Rağıp Tüzün Mah.Taşkın Sok.No:20 Yenimahalle/ANKARA Tel:(+90 312) 344 98 22 Mail:[email protected]

© Bu Sitenin Tüm Hakları Serbest Muhasebeci Mali Müşavir Kanber KILINÇ'a Aittir.